12 Eylül’ün darbeci solcusu: Ali Haydar Saltık

Yıldıray Oğur - 17.09.2008
 
Arkadaşına gönder Yazdır Yazı boyutunu küçült Yazı boyutunu büyült 


“Kenan Evren 12 Eylül’ün esas oğlanı mıydı” diye sormuştum geçen yazıda.


Kenan Evren’in darbenin esas oğlanı olmadığını anlamak için anılarını, verdiği röportajları okumak yeterli.


Hatıralarının bir yerinde şöyle diyor Evren “Derhal bir müdahalenin gerekli olduğuna inanan çevrelerin beni korkaklıkla, pısırıklıkla suçladıklarını tahmin ediyordum. Böyle mektuplar da alıyordum. Fakat ne derlerse desinler, en son dakikaya kadar, bıçak kemiğe dayanıncaya kadar sabretmeye kararlı idim.”


Yine Yavuz Donat’a verdiği röportajda darbeden bir yıl önce ziyaret ettiği, okul arkadaşı ve dönemin Harp Akademileri Komutanı Bedrettin Demirel, darbe için kendisine baskı yapınca ona da şöyle dediğini aktarıyor: “Böyle şey olmaz... Daha yapacak çok iş var... Bekleyelim... Neler olacak?.. Görelim.”


Daha sonra Bedrettin Demirel de 12 Eylül ile ilgili en kuşkulu ifşaatı yapacak “Darbe şartlarının olgunlaşması için iki sene bekledik” diyecekti.


Evren’in darbe için bıçağın kemiğe dayanmasını beklediği, Demirel’in “şartların olgunlaşmasını bekledik” dediği süre içinde Abdi İpekçi, Nihat Erim, Gün Sazak öldürüldü, Maraş olayları oldu. Şiddetin dozu tırmandıkça tırmandırıldı. Şartların darbeye hazırlanmasında medya da yine üzerine düşen vazifeyi yapıyordu.


Bedrettin Demirel’in Evren’e o gün tam olarak ne söylediğini ise oğlu Devrim Demirel’in, (isme dikkat) röportajı yapan Yavuz Donat’a gönderdiği ve “ailemiz için çok önemli” dediği nottan öğreniyoruz: “Babam, Evren’e ordunun alt kademesi rahatsız, alt kademeden serzenişler geliyor demişti.”


Evren aynı röportajda bu sözlerden sonra gittiği Ankara’daki durumu ise “Bizim arkadaşlarda da bir hava hissettim. Sanki Kuvvet Komutanları bana bir şey söylemek istiyorlardı... Açılmak istiyor, açılamıyorlardı” diye anlatıyor.


Hatırlayın, pazartesi günkü yazıda bahsettiğim Adnan Başer Kafaoğlu Evren için “Cuntaya son anda binen kişi işleri berbat etti. ‘A mademki yapıyorsunuz ben de varım’ dedi. Komutanlar da, komutanımız filan diye, reddedemiyorlar ki? Her şeyi Evren berbat etti. Gitti ayet okudu kürsülerde” demişti.


İşte bu bilgilerle Kenan Evren’in hatırlarını yeniden dikkatle okuyanlar bir ismin kritik önemini hemen fark edebilirler.


Genelkurmay İkinci Başkanı Ali Haydar Saltık.


Evren hatıralarında Saltık’tan oldukça tasarruflu bahsetmeye özen göstermiş. Ama bahsettiği yerler bile bize Saltık’ın önemi hakkında yeterince ipucu veriyor.


Mesela 7 Mayıs 1980’de katıldığı Brüksel’deki NATO toplantısı dönüşüne kadar hazırlanmak üzere Saltık’a basın bildirilerine kadar tam teşekküllü bir darbe planı ısmarlıyor Evren.


Haziran’da yani bir ay sonra darbe planını sunuyor Saltık.


Evren kendi hatıralarında planla ilgili “Adı Bayrak Harekâtı olacaktı. Emri aldım. Tetkik ettim, ufak tefek değişiklikler yaptım” diyor. Yani darbenin adını bile Saltık koyuyor.


Yine hatıralara göre Evren’in ‘darbe planı hazırlansın’ talimatını Saltık’tan başka bir de yakın arkadaşı Nurettin Ersin biliyor.


Bu iki ismin bir özellikleri de var. Ersin’in adı darbenin sağ kanat sorumlusu, Haydar Saltık’ın adı ise darbenin sol örgütlerle ilişkisini sağlayan isim olarak geçiyor.


Sarı Saltuk’un soyundan gelen, Dersimli, hatta bir iddiaya göre ailesinin bir kısmını 1938 Dersim katliamında kaybetmiş 1923 doğumlu Ali Haydar Saltık’ın adı da 1980 öncesinde sol çevrelerde “Alevi, solcu, anti-emperyalist paşa” olarak ünleniyor.


Asker-sol ilişkileri konusunda tecrübeli bir isim olan Sarp Kuray’a göre Haydar Saltık, tıpkı 1971’de Muhsin Batur, Orhan Kabibay, Sadi Koçaş gibi seleflerin oynadığı rolü oynuyordu: Soldan görünüp darbe için solu ikna edecek, sol örgütleri kontrol edip darbeden sonra tepki gelmemesini sağlayacak paratonerlik rolü.


Darbenin ardından 1981’de Haydar Saltık kendisine danışman olarak 9 Mart’ın, Cumhuriyet gazetesinde yazıları çıkan hızlı solcusu, 12 Mart’ın ise radyodan darbe bildirilerini okuyan Başbakan’ın MİT’ten sorumlu yardımcısı olan Sadi Koçaş’ı atayacaktı.


Darbe öncesinde Haydar Saltık’ın devrimci çevrelerle ciddi temasları olur. Adı öylesine solcuya çıkar ki Alparslan Türkeş onun ismi yüzünden darbenin sol bir darbe olduğunu düşünür. Hatta “darbenin beşibiryerdesi”nin uçaklarına bomba koyulmasını teklif eden ülkücü subaylara Türkeş “ Ülke o komünist Saltık’a mı kalsın” diyerek karşı çıkacaktır.


Ali Haydar Saltık’ın 12 Eylül rejimi üzerindeki derin etkisi darbe sonrasında da sürer.


Saltık darbenin adeta sözcüsüdür. Yurtdışı bağlantıları o koordine etmektedir. Yabancı basına yönelik bir basın toplantısında “Ecevit ve Demirel kısa sürede siyasete dönecek” diyecek kadar yetkilidir. Bu açıklaması daha sonra MGK tarafından zorlukla düzeltilir. Cuntanın Demokrasiye Geçiş Programı’nı da o açıklayacaktır.


Kenan Evren’in başbakan yapmak istediği Turhan Feyzioğlu’nu veto edecek kadar etkilidir Saltık.


12 Eylül rejiminin, Anayasa ortaya çıkıncaya kadar Kemalist-sol çevrelerden destek bulmasının arkasında Saltık’ın etkisi var mıdır bilmiyoruz.


Ama Saltık’ın aranan ya da tutuklanan pek çok solcuya 12 Eylül sonrasında yardım ettiğini, ülkücü ve İslamcıların ise korkulu rüyası olduğunu biliyoruz.


1985’te, istemesine rağmen Kenan Evren ve Necdet Üruğ’un taş koyması sonucunda Kara Kuvvetleri’ndeki görev süresi uzatılmayan Saltık İsviçre’ye konsolos olarak tayin edilir.


Bu kez de adı ASALA operasyonlarında çeteciler ve ülkücülerle bağlantılı olmakla geçer. 1985’te Zürih’te Alaattin Çakıcı, Abdullah Çatlı’nın da katıldığı bir toplantı düzenlediği iddialarına henüz bir cevap vermedi Saltık.


Zaten geçen yıl tesadüfen onunla karşılaşan bir gazeteci bahsetmeseydi hayatta olup olmadığını da bilemeyecektik. Nerede oturduğunu ve ne yaptığını ise hiç bilmiyoruz. Hiç konuşmadı çünkü. Ama bir gün “artık yeter” deyip konuşursa hepimizin Türkiye hakkında çok şey öğreneceği açık.



 

MANİFESTOM

 

Yıldıray Oğur

 
E-Mail Gönder
 
 



Diğer haberler
Murat Belge TÜRKİYE'NİN HALLERİ
Murat Belge
Ahmet Altan KUM SAATİ
Ahmet Altan
Yasemin Çongar YA DA
Yasemin Çongar
Neşe Düzel PAZARTESİ KONUŞMALARI
Neşe Düzel
Süleyman Yaşar BU GÜN
Süleyman Yaşar
Etyen Mahçupyan KIYMIK
Etyen Mahçupyan
Alper Görmüş MEDYAİRONİK
Alper Görmüş
Gökhan Özgün MÜREKKEP
Gökhan Özgün
Ayşe Hür TARİH DEFTERİ
Ayşe Hür
Halil Berktay OKUMA NOTLARI
Halil Berktay
Markar Esayan ARADA
Markar Esayan
Lale Sarıibrahimoğlu BAKIŞ ACISI
Lale Sarıibrahimoğlu
Amberin Zaman ARAF'TAN
Amberin Zaman
Cemil Ertem EKONOMİ POLİTİK
Cemil Ertem
Temel İskit YAZI
Temel İskit
Ümit İzmen ÖTE TARAFTAN
Ümit İzmen
Cihan Aktaş SINIR YAZILARI
Cihan Aktaş
Demiray Oral VAZİYET
Demiray Oral
 
 

Telif Hakkı © 2008 Taraf Gazetesi - Tüm hakları saklıdır. Tasarım ve programlama Sawis Digital Solutions

tracker