Türkiye 11 Eylül’de İdlib’de üç askerini bombalı saldırıda yitirdikten sonra Kürtlerin bulunduğu bölgeleri vurarak intikamın alındığına dair yanıltıcı bir mesaj verirken cihatçı gerçeğini gizliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) onlarca askeri üsle Suriye ordusuna karşı koruduğu cihatçıların, düşmanlıklarını Türkiye’ye yöneltmekten çekinmemesi İdlib’deki açmazların altını çiziyor.
Türkiye’nin uzun bir süredir odaklandığı üç nokta var: İdlib’de Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) eliyle El Kaide ya da İslam Devleti (İD) çizgisindeki cihatçı örgütleri kontrol altında tutarak terör örgütlerinin elimine edildiği izlenimini vermek, “Suriye Ulusal Ordusu” şemsiyesi altında topladığı muhalif silahlı grupları tekrar tekrar organize ederek cepheyi sağlam tutmak ve bütün bunlarla Rusya ile Suriye’nin bölgeye yeni bir harekât geliştirmesini önlemek. Ancak bu çabalar sonuç vermediği gibi Türkiye, Soçi ve Moskova mutabakatları uygulanmadığı için İdlib’de gerilimin tırmanmasını önleyemiyor. Türkiye’nin çıkmazını tanımlayan birkaç nokta üzerinde durulabilir.