What do you think?
Rate this book
Global Formation: Structures of the World-Economy
In this volume, complementary to Immanuel Wallerstein's "The Modern World-System", the author addresses theoretical questions raised in the analysis of the capitalist world-economy and reviews recent research which bears on these questions. He formulates a structuralist approach, reframing Marx's theory of capitalist accumulation to incorporate the processes of class formation and state building. The author also reviews recent literature about states and capitalism as well as the core/periphery relationship. The book includes a discussion of methodological difficulties encountered in the empirical study of world-system processes. It is an effort to take the world-system perspective beyond historical interpretation to an explicitly structuralist theorization which can be evaluated by comparative research.
423 pages, Paperback
First published January 1, 1989
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 2 of 2 reviews
October 17, 2022
Excellent excellent attempt at a structuralist account of the modern world-system (capitalist world-system). Chase-Dunn writes clearly and the book is organized well. I do not agree with everything but where it shines is in his analytical rigor, the literature review throughout, and summaries of various debates. I would recommend this text to someone trying to better understand the capitalist world-economy from a structuralist position with an eye to its structure, cycles, and trends. Will be assigning if future courses.
July 25, 2018
Kapitalist dünya düzeninin temel yapılarını açıklamaya uğraşan, sosyalist bir akademisyen tarafından kaleme alınmış bir çalışma. Tatsız üslup kitabı zor okunur hale getirmiş, ancak birincisi kitap iyi bir literatür taraması, ikincisi de çağdaş dünya düzenini anlamayı kolaylaştıran pek çok altbaşlığı var.
Kitabın temel tezi 16. yüzyıldan itibaren, bir ulusal topluluğa, ülkeye dair bir çözümlemenin, o topluluğun küresel sistemdeki yerini hesaba katmak zorunda olduğu. Dünya-sistemleri analizini benimseyen yazar, dünyadaki her ülkenin genel küresel ekonomik yapı içerisinde bir yer işgal ettiğini ve bu konumun ülkenin siyasetinden, eğitimine, ekonomisine, kültürüne kadar etkide bulunduğunu ileri sürüyor.
Kitapta yanıt aranan sorulara birkaç örnek:
- Gelişmiş ülkelerin zenginlikleri ile geri bıraktırılmış ülkelerin yoksulluğu arasında tarihsel bir bağ var mıdır?
- Merkez ülkelerden çevre ülkelere akan sermaye çevrenin ekonomisi üzerinde nasıl bir etki yapar? Dışa bağımlı kalkınma gelişmiş ülkelerle geri bıraktırılmış ülkeler arasındaki uçurumu kapatır mı, yoksa daha da mı açar?
- Neden merkez ülkelerde daha istikrarlı siyasi yapılar görürken, çevre ülkelerde darbeler, egemen sınıf-içi çekişmeler, siyasi krizlerle karşılaşırız? Ülkelerin siyasi krizleri ya da bu krizlerin yokluğu ile küresel düzende işgal ettikleri konum arasında bir ilişki var mıdır?
- Merkezle girdikleri ilişkide, çevre ülkelerin ekonomisinde ne tür tarihsel değişimler yaşanmıştır? Dünya-sistemine basit bir tarım ülkesi olarak giren çevre ülkenin daha sonra sanayileşmesi ve bir merkez haline gelmesi mümkün müdür?
- Dünya sisteminde yaşanan tek hegemonlu (1820'den sonra İngiltere, 1945'ten sonra ABD) ve çok hegemonlu süreçler (1900'den sonra Avrupa ve 2010'dan sonra tanık olmaya başladığımız ABD-Çin çekişmesi), sistem genelinde nasıl etkiler yapar?
Yazar iyi bir derlemeci ve özetçi. Ancak sanıyorum gerek üslubunun kuruluğu, gerekse de bu özetçilik alışkanlığı nedeniyle okurun perspektifinde köklü bir değişim fırsatı sunmuyor. Bilgileniyoruz ama o "jeton düşme" duygusunu yaşayamıyoruz. Belki de kitabın daha yaygın okunmamasının nedeni budur.
Kitabın temel tezi 16. yüzyıldan itibaren, bir ulusal topluluğa, ülkeye dair bir çözümlemenin, o topluluğun küresel sistemdeki yerini hesaba katmak zorunda olduğu. Dünya-sistemleri analizini benimseyen yazar, dünyadaki her ülkenin genel küresel ekonomik yapı içerisinde bir yer işgal ettiğini ve bu konumun ülkenin siyasetinden, eğitimine, ekonomisine, kültürüne kadar etkide bulunduğunu ileri sürüyor.
Kitapta yanıt aranan sorulara birkaç örnek:
- Gelişmiş ülkelerin zenginlikleri ile geri bıraktırılmış ülkelerin yoksulluğu arasında tarihsel bir bağ var mıdır?
- Merkez ülkelerden çevre ülkelere akan sermaye çevrenin ekonomisi üzerinde nasıl bir etki yapar? Dışa bağımlı kalkınma gelişmiş ülkelerle geri bıraktırılmış ülkeler arasındaki uçurumu kapatır mı, yoksa daha da mı açar?
- Neden merkez ülkelerde daha istikrarlı siyasi yapılar görürken, çevre ülkelerde darbeler, egemen sınıf-içi çekişmeler, siyasi krizlerle karşılaşırız? Ülkelerin siyasi krizleri ya da bu krizlerin yokluğu ile küresel düzende işgal ettikleri konum arasında bir ilişki var mıdır?
- Merkezle girdikleri ilişkide, çevre ülkelerin ekonomisinde ne tür tarihsel değişimler yaşanmıştır? Dünya-sistemine basit bir tarım ülkesi olarak giren çevre ülkenin daha sonra sanayileşmesi ve bir merkez haline gelmesi mümkün müdür?
- Dünya sisteminde yaşanan tek hegemonlu (1820'den sonra İngiltere, 1945'ten sonra ABD) ve çok hegemonlu süreçler (1900'den sonra Avrupa ve 2010'dan sonra tanık olmaya başladığımız ABD-Çin çekişmesi), sistem genelinde nasıl etkiler yapar?
Yazar iyi bir derlemeci ve özetçi. Ancak sanıyorum gerek üslubunun kuruluğu, gerekse de bu özetçilik alışkanlığı nedeniyle okurun perspektifinde köklü bir değişim fırsatı sunmuyor. Bilgileniyoruz ama o "jeton düşme" duygusunu yaşayamıyoruz. Belki de kitabın daha yaygın okunmamasının nedeni budur.
Displaying 1 - 2 of 2 reviews