"Sıfır" ne zaman "sıfır" anlamına gelmez? Tabii ki konu yeşil göz boyama olunca

Donnachadh McCarthy yazdı: 2050'de net sıfır anlayışının, yaşam tarzlarımızı ve ekonomimizi kökten değiştirmeden hayatımıza her zamanki gibi devam edebileceğimiz yalanı için oksijen kaynağı olmasına müsaade edilmemeli

Birleşik Krallık gibi ülkeler "net sıfır" hedefleri hakkında büyük vaatler verdi (Reuters)

"Sıfır" ne zaman "sıfır" anlamına gelmez? Elbette bir petrol şirketi, banka ya da havalimanı "net-sıfır karbon" iklim eylem planıyla yeşil göz boyama yaptığı zaman.

Fosil yakıtlara bağlı şirketlerin "net-sıfır karbon" ifadesini gasp edip değersizleştirdiğine yönelik endişeler artıyor. Bu nedenle, Birleşmiş Milletler'in (BM) üst düzey iklim yetkilileri Nigel Topping ve Gonzalo Munoz'un Londra İklim Eylem Haftası'nda bu konuya dair tartışma başlatması memnuniyetle karşılandı.

Exeter Üniversitesi'nin Küresel Sistemler Enstitüsü'nden James Dyke, net-sıfır ifadesinin halkın bu acil duruma yönelik gerçek önlemler alındığını düşünmesine neden olacak tehlikeli bir tuzak olabileceğine dair güçlü argümanlar sundu.

Görünüşe bakılırsa işin aslı, birçok şirket ve bazı durumlarda da birçok hükümet, 2050'ye kadar net sıfır karbon vaatlerinin ardında fosil yakıtlara bağlı kalan tahripkar işletmeleri gizliyor. Dyke, bu şirket ve hükümetlerin 2020'li yıllarda artan salımlarını 2040'lı yıllarda telafi etmek adına hiçbir kanıtı olmayan karbon temizleme teknolojilerine güvendiğini savunuyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

2050'de net sıfırı hedefleyen birçok uluslararası plan, elektrik santrallerinde ağaçların toplu olarak yakılmasını ve salınan karbonun yakalanıp depolanmasına (karbondioksitin jeolojik depolanması - CCS) dair öneriler içeriyor. Fakat bu tür biyoenerji tesislerinin gıda, su ve biyoçeşitlilik üzerinde olumsuz etkileri olabilir ve CCS'nin ticari uygunluğu da henüz kanıtlanmış değil.

Dyke'a göre bir tek bu tekniği kullanarak sıcaklık artışını 1,5 santigrat derecenin altında tutmak, tahminen Hint alt kıtasının iki katı büyüklüğünde bir arazi gerektirecek. Bu nedenle 2050'de net sıfır planlarının birçoğu, çocuklarımızı 2050'den 2100'e kadar her yıl atmosferden 10 milyar tona yakın CO2'yi temizleyeceği düşünülen bu ispatsız teknolojilerin masrafını karşılamak zorunda bırakacak. 2020'lerde bizlerin saldığı CO2.

Dyke bu planları "şimdi yak, sonra öde" diyerek özetledi. Ayrıca bu anlayışın temsil ettiği nesiller arası adaletsizliğe hararetle karşı çıkarken, Bristol Havalimanı'nın yakın zamanda yaptığı (ve bence saçma sapan olan) uçuşlardan kaynaklanan salımlar hariç "net-sıfır" iddiasına göndermede bulundu.

Dyke, Barclay's ve Shell'in önümüzdeki 10 yılda yeni fosil yakıtlara milyarlarca dolarlık yatırım yapmaya devam etmesini sağlayan net sıfır 2050 planlarından da bahsetti.

Dyke, ülkelerin mevcut politikalarının dünyayı çocuklarımızın yaşamlarında 3 santigrat derecelik bir artışa doğru sürüklediğini söylerken, halihazırda büyük bir eksilme olmadığı için sıcaklıklardaki artışı mutabakata varılan 1,5 santigrat derece hedefiyle sınırlama umudunun "sona erdiğini" de iddia etti.

Bir buçuk santigrat derece hedefine ulaşmak için 2030'a kadar her yıl karbon salımlarında yüzde 6'lık azalma gerekiyordu. Fakat muhtemelen 2021, pandemi sonrasında yaşanan ekonomik toparlamanın fosil yakıt kullanması nedeniyle salımlarda bir yılda gerçekleşen en büyük artışlardan birini kaydedecek.

Dyke'a göre mevcut enerji tüketiminde köklü bir azalma bir yana, yenilenebilir enerji üretimi hızla yükselse bile küresel enerji tüketimindeki toplam büyümenin yalnızca yüzde 25'ine tekabül ediyor.

Tartışmaya katılan diğerleri, karbondan arınmaya yönelik bir çerçeve sağladığını öne sürerek "net-sıfır" kavramından vazgeçmeye karşı uyarıda bulundu.

Nigel Topping, sivil toplumun "iyi, kötü ve çirkini" elekten geçirmesi için çağrıda bulunarak net sıfırla yeşil göz boyama yapan şirketlere meydan okudu. Munoz, net sıfırın dünya çapında birçok şirketi karbondan arınmaya dair hakiki hedefleri belirleme ve gerçek eyleme geçme konusunda "olumlu bir şekilde yönlendirdiğini" söyledi.

26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'nın (Cop26) Uluslararası Enerji Ajansı'nın (UEA) tüm yeni fosil yakıt yatırımlarını derhal yasaklama çağrısının (net sıfıra ulaşma şansının yüzde 50 olması için bile bunun gerekli olduğu belirtiliyordu) uygulanması gerekip gerekmediğine dair soruya cevaben York Üniversitesi'nden Profesör Tzeporah Berman, yeni fosil yakıt keşiflerinin durdurulmasının uluslararası müzakerelerde eksik olan büyük bir parça olduğunu söyledi.

Berman, Paris İklim Anlaşması'nın yalnızca fosil yakıt talebini azaltmayı hedeflediğini ama üretimi ortadan kaldırma konusunu hiç ele almadığını açıkladı. Birçok ülkenin hazine borçlarını ödemek için petrol arayışını değerli yağmur ormanlarına doğru genişlettiği göz önünde bulundurulursa, Küresel Güney'deki fosil yakıt yatırımlarının yasaklanmasının uluslararası işbirliği gerektireceğini de sözlerine ekledi.
 


Fakat planlar dahilindeki küresel yatırımların yüzde 80'inden fazlası ABD, Birleşik Krallık (BK), Kanada, Norveç ve Avustralya'nın dahil olduğu sanayileşmiş ülkelerden kaynaklandığı hesaba katılırsa tüm yeni fosil yakıt keşiflerini ve yatırımlarını geri çekip örnek olmak görevi de bu ülkelere düşüyor.

Berman'a göre yasağın Cop26 gündeminde olmaması, Cop26'nın başkanı olan BK hükümetinin ve diğer endüstriyel hükümetlerin ne ölçüde fosil yakıt şirketlerinin lobi faaliyetleri etkisi altında olduğunu gösteriyor. BK hükümeti hem karada hem de denizde petrol ve gaz izinleri vererek inatlaşmaya devam ediyor.

Berman, Kanada hükümetinin de yıllık doğal gaz kuyusu açma çalışmalarına 2050'de net sıfır planlarının tamamı için harcadığından fazla sübvansiyon verdiğini de ekledi.

Topping, UEA'nın çığır açan raporunu ve yeni fosil yakıt aramalarının durdurulması çağrısını memnuniyetle karşıladı. Topping, BM'nin iklim yetkililerinin Race to Zero (Net Sıfıra GidenYarış; BM'nin 2050'ye kadar net sıfır karbon salımı hedefi için geliştirdiği girişim -ed.n.) girişiminin yeşil göz boyama yapan herhangi bir şirkete imkan tanımaması gerektiği konusunda kararlı olduğunu söyledi.

Tartışmada döndüğümde, iklim topluluğunun bazı üyelerinin, şirketlerin net sıfır kavramını suiistimal ettiğini ve onları hakiki bir karbondan arınma süreciyle karşı karşıya bırakıp bu sürece zorlamak için toplumlar arası bir çabaya ihtiyaç olduğunu fark etmeleri beni yüreklendirdi. 2050'de net sıfırcılığın, yaşam tarzlarımızı ve ekonomimizi kökten değiştirmeden hayatımıza her zamanki gibi devam edebileceğimiz yalanı için oksijen kaynağı olmasına müsaade edilmemeli.

Ama tartışmadaki son söz, bu mücadeleyi şu güzel ve basit ifadeyle özetleyen tanınmış çevre avukatı ve aktivist Farhana Yamin'indi: "Bizim görevimiz, fosil yakıt endüstrisini mümkün olan en kısa sürede sıfır salıma getirmek." Aynen öyle.



https://www.independent.co.uk/climate-change/opinion

Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU